31 Ocak 2014 Cuma

Bu Dağ Ne Rüzgarlar Gördü

Nisan yağmurlarıyla ıslandım sokaklarda
Ağladım ikimize, senden çok uzaklarda
Evim barkımdın benim, en son şarkımdın benim
Gözlerinden içtiğim mavi rakımdın benim

Bu dağ ne rüzgarlar gördü
Ne çığlar, ne karlar gördü
Beni hiç tanımamışsın
Kaç yağmurda ıslanmışım
Ne alevlerde yanmışım
Beni hiç tanımamışsın
Hadi git, bir ihanet borcum olsun
Hadi git, anılar sende kalsın
Hadi git, senin canın sağolsun
Hadi git, sen de git...

Düşümde yarattığım hayale sen demiştin
Oysa ben seni değil, o hayali sevmişim
Evim barkımdın benim, aşkta korkumdun benim
Gözlerinden içtiğim yeşil (siyah) rakımdın benim

Hadi git, bir ihanet borcum olsun
Hadi git, bu şarkım senin olsun
Hadi git, senin canın sağolsun
Hadi gitme... n'olursun!
  
        -Fatih Kısaparmak -
büyülerin alasını yaptım
en iyisini söyledim yalanların
herkesi kandırdım ama
kör edemedim gözünü hayatın
bir bebeğe nefretle bakarsanız eğer insanlığınızdan şüphe etme zamanı gelmiş demektir
masumluğun rengi dediğimiz beyaz bile kirlendi. kasvete gömülüp grileşti...
Aşığım ölüme... Ama o beni seviyor mu bilemem.
Yanıma gelince alacak mı beni kendi diyarına
yoksa atacak mı cehennem kuıyusuna?
Nedir sessizlik, söylenmeyen sözlerden başka?

Siyah beyazdı düşler

 

Siyah beyazdı düşler
 

Nasıl da umutla açarsan gözlerini
Her gecenin sabahına
Kar beyazı düşler kurarsan yeniden
Her güne bir kelebek misali uçarak başlıyorsan
Hayat güzel demekki...
Elbette her an tospembe olmuyacaktır
Bazen burukluklarda yaşanacaktır
Onlar da hayatın tuzu, biberi olsa gerek
Ne devamlı beyazda kalırsın
Ne de sonzuza denk siyahta
Bazen beyazla siyahı iç içe yaşadığın da olur
Önemli olan yaşanan sıkıntılarda
Sımsıkı beyaza sarılmaktır
Siyah beyazdı düşlerim
Bazen de beyazla siyah içiçeydi
Ama siyahlar yaşanıyor diye
Düşlerden vazgeçmedim asla
Beyaz düşlere vurgundum ben
Siyahları yaşasam da gözlerim beyaza vurgundu
Gökyüzü bile her an aynı renkte olmaz
Bazen uçuk bir beyaz , bazen de mavidir
İşte düşler de öyledir
Mühim olan neyi düşlemek istediğindir
Siyahlarda mı gözün, yoksa beyazda mı?
Önemli olan neyi düşlediğin
Evet bazen siyah beyazdır düşler
Bazen de siyahla beyaz birlikte
Gönlüm hep beyaz düşlerde
Peki ya sizinki hangisinde...

Nuray Çölgeçenoğlu

Ama ben beyaz düşlerimi kaybettim , hep siyah düşlerde gönlüm . Siyahla beyaz ayrılalı çok oldu. beyazlar imkansızdı , siyahlarsa gerçek. Yapabileceğim en kötü tercihi yaptım . Siyah düşleri seçtim

30 Ocak 2014 Perşembe

O kadar çok uzaklaşmışım ki
İstemiyorum dışarı çıkmak
İstemiyorum günesi görmek
Tekrardan girmek istiyorum yalnızlığımın dunyasina
Tekrardan batmak istiyorum karanlik batakligima
Kurtarmak isteyen var mi beni
Yoksa daha cok mu batiracaksiniz beni

...

"Ve... "dedim son olarak "kendimi kurtarmaya gücüm yetmezken seni nasıl kurtarabilirim"
"Bencil olmadan belki... ama becerebilir misin ki ..." ilk defa bencilliğimin farkına vardım
Ama onun dedigi kadar benncil değildim suç ondayken sucu bana atmasini kendime yediremedim
"Belki de dedim senin kadar kötü olamadığımdandır kurtulamayısım kurtaramayışım..."
Hırsla döndü ama haklıydım ilk defa onu nakalt etmistim ve haklıydım. Sadece nefretle baktı bana.
Ama yapabilceği bir şey yoktu oynayacağı son kozu da kalmamıştı. Çaresizdi ...
Yıllar önce beni çaresiz bıraktığı gibi...

BEKLERİM

Her şey benden habersizce olup bitiyor
Bana sadece izlemek düşüyor
Oyunculuğum alınıyor elimden
Çığlıklarım kalıyor benden
Ben diye bahsedebiliyor muyum kendimden
İsmimi hatırlıyor muyum geriden?
Niye anlaşılmaz sözlerim?
Bir neden arar gözlerim
Yok mu derdime deva?
Kurtuldum mu bitti mi dava?
Nerde çözüm bu kavgaya?
Nerde çare bu açlığa?
Geldi üstüme halsizliğim
Kalkamam "gelin" derim
Gelen olur mu bilmem ama
Yalnızlık kaderim ama
Bir umut vardır yine
Beklerim, beklerim...
Gelen olmazsa yine
Bende ölüm meleğini beklerim!

YETER

tamam sus
anladım anladım suçumu
konuşma yeter
öğrendim susuşumu
yeter artık
bıçak kemiğe dayandı
yeter , yeter
benden eser mi kaldı
çektim cezamı
yedim kırbaçları
acısı taze zaten
bırakın dayak atmayı

dayaklara razıyım aslında ben
kabulüm giydirilsin kefen
ama olmasın bu onur kırıcı sözler
ama olmasın bu karanlık geceler
bitsin yalnızlığım yeter
bitsin bu hayat
çektiğim acılar yeter

Bekletmeye Gelmez Ölüm

umutlanmak istemiyorum aslında...
bir sefer daha kırılmak, bir sefer daha yıkılmak istemiyorum. çünkü biliyorum bir kez daha düşersem ayağa kalkamayacağım,
yıllarca birinin gelip elimden tutmasını  bekleyeceğim. ama kimse gelmez ki gelseler dahi beni görmeden geçerler yanımdan.
bazen soruyorum kendime ben görünmez miyim ki ? belki ... sırf benim orada olduğumun farkına varsınlar diye yolun ortasında oturup ağlamıştım bir keresinde. yine de beni fark eden tek bir insan evladı çıkmadı. üzgünüm küçük bir ayrıntıyı atladım . sen fark etmiştin beni , sesimi duyup yanıma gelmiştin değil mi? umutlandırmıştın beni sonra da umutlarımı yerle bir etmiştin. ben bana şefkat göstermeni bana niye ağladığımı sormanı beklerken, sen bana sinirli sinirli bakıp bir tekme atmıştın hatırlıyor musun ? ama en azından sen beni fark etmiştin. seneler boyunca tek avuntum bu oldu: yoldan geçen birinin beni fark etmesi ve tekme atarak bir tepki göstermesi! o kadar yalnızdım yani ömrüm boyu . o kadar hasret kalmıştım birinin benim varlığımı fark etmesine... tabi fark eden kişinin beni tekmelemesini ,gereksiz bir kişi olarak görmesini istemezdim tabi .ama olsun o da yetti bana . güçsüz de olsam ayağa kalkabildim. yeniden yürümeye başladım insanların gidiş yollarının tersine . onlar hayata hasret kalmış koşarken ben ölüme susuz kalmış yürüyordum acelem yoktu . acele işe şeytan karışır derler ya ölümüme şeytanın karışmasını istemiyordum
yola devam etmeliydim. ama dayanamıyordum yorgunluktan bitap düşmüştüm . oturursam ayağa kalkacak gücü kendimde bulabilecek miydim? bulamazdım büyük bir ihtimalle... ölüme doğru ihtiyatle ilerlemeye tekrar cesaret edemezdim . kolayına kaçardım . yaşama doğru rüzgara karşı koşarak ilerlemeyi seçerek işi kolayına indirgerdim. lakin ben yanımdan geçip gidenler gibi kör olmak istemiyordum veya da senin gibi yolda bekleyip güçsüzlere kabadayılık taslamak istemiyordum. ben davacısı olduğum bu yolu terk etmeyecektim yada yolun ortasına yıkılarak unutulup gitmeyecektim. arkamdan "o başardı" diyeceklerdi. büyük ihtimalle tek başına başaracaktı o. şimdilik yardım yoktu . yardım gelseydi keşke . belki daha kolay olurdu . umutlanmış mıydım ben yine ? ah ne kadar da kızıyorum kendime . kimsenin gelmeyeceğini biliyordum gelse dahi bana bir hayal kırıklığından başka bir şey vermeyeceğini de biliyordum . ben yalnızdım ve yalnızlığımı da kimseyle paylaşamazdım . hayaller bile giremezdi o sınırdan içeri...
en sonunda bu düşüncelerden sıyrıldım. sıyrılmasaydım vazgeçip kaçacaktım çünkü. "boş ver" dedim kendi kendime "kendini güçsüzleştirmekten , kendini korkutmaktan başka bir işe yaramıyor bu sözlerin. bak işte kapı göründü..."dedim . geldim mi gerçekten ? başardım mı yoksa bu bir halüsinasyon falan mı? hayır gerçekti başarmıştım , bu mektubu da -her ne kadar mektuba benzemese de- senin gibilere nispet olsun diye değil benim yolumdan gelin diye gönderiyorum can dostum rüzgarla. evet rüzgar can dostum oldu şimdiye kadar çünkü bir tek o yardım etti bana buraya gelirken şimdi de size yardımcı olsun.
neyse ben hasretlimi daha fazla bekletmeyim. bekletmeye gelmez ölüm...

Niye Beni Öldürmek İstediler ki?

kendimi bir böcek gibi hissediyorum
küçük, güçsüz, önemsiz bir böcek
her gelen geçenin şunu öldürüyüm de kurtuluyum dediği bir böcek
yaşamaması gereken bir varlık
yaşaması için farkedilmemesi gereken bir canlı
evet ya ben bir örümcek kadar korkutucuyum
bir karınca kadar küçüğüm
ve bir sinek kadar gereksizim
ben her böcek gibi ölmesi gereken bir canlıyım işte
daha ölmedim ama...
beni korkutup kaçıran çok oldu
kılpayı kurtulduklarımda oldu
ama çoğu kişi beni farketmedi görmedi... öyle kurtulduğum da oldu
beni her gören ezmeye çalıştı
ne zararım dokundu ki onlara...
niye beni öldürmek istediler ki ...

Bekler Misin ?

hayat zorlu bir hikaye . her şey ayakta kalmaya bakıyor. benimse gücüm tükenmek üzere . daha ne kadar dayanabilirim bilemiyorum, tek başına ayakta kalmaya çalışmak zor... herkes seni iterken ayakta kalmak zor. ah ne kadar da zorlu bir hayat seçmişim kendime. niye engebeli yollardan gittim bilemiyorum? her şeyi zorlaştırmaktan sanki zevk alıyorum. garip ... her şey çok garip ... acı çekmeyi seven bir şizofreniyim ben.
hayat seni ağlamaya itiyor. pes etmeye zorluyor benliğini , yoruyor zaten yorgun olan bedenini, her gününde ayrı bir işkence uyguluyor,en gizli köşelerini bulup dehşet saçıyor. tabi haliyle dayanamıyorsun. ben de dayanamadım işte dayanamadım! üstüme gelmesene . çaresizliği bilir misin sen? hiç çaresiz kaldın mı en mutlu anında? umutsuzca debelenip ağladığın anların oldu mu ? kaçma ! gözlerimin içine bak ve söyle . korktun mu ? benim halimden mi korktun ? benim gibi olmaktan mı korktun? korkma ! kalbi olanın kalbi kırılır! sende kalp var mı?
hayat ... hayat böyle işte . ben acımasız olmayı beceremedim, beceremem ki ...zayıf düştüm . zaten güçsüzdüm...olmadı yenildim işte . gelme üstüme. hikayemi daha duymadın ki şimdiden zorlama beni. pişman olursun dinleyince beni. anlatayım mı hazır mısın?
ama ben hazır değilim. bekler misin beni biraz? olur mu?